Polatlı Evi Olan Escort Ece ile Sikini Amının Vahşi Ateşinde Yak

Polatlı, Ankara’nın uçsuz bucaksız tarlalarla çevrili, doğanın kucağında bir ilçesi. Gündüzleri altın sarısı buğday tarlaları güneşin altında dalgalanır, rüzgâr usulca sokaklarda dolaşır, müstakil evlerin bahçelerinde çiçekler açar, çitler boyunca sarmaşıklar uzanır. Tepelerde koyun sürüleri otlar, çoban köpeklerinin havlamaları uzaklardan yankılanır, gökyüzü masmavi bir huzur sunar. Hava mis gibi saman, toprak ve taze ot kokusuyla doludur; her şey sakin, her şey pastoral bir dinginlikte akar. Şehrin karmaşasından kilometrelerce uzakta, Polatlı adeta bir huzur vahasıdır. Ama gece çökünce, bu sakin tablo yerini gizli bir tutkuya bırakır. Sokak lambaları loş bir ışıkla taş yolları aydınlatır, tarlaların gölgeleri karanlıkta dans eder, rüzgâr evlerin ahşap çatılarında fısıldarken vahşi bir ateş kıpırdanır. İşte tam bu anda, evi olan escort Ece ile yolum kesişti. Siyah saçları geceyle bütünleşen, kahverengi gözleriyle sikimi av gibi izleyen bu kadın, Polatlı’nın huzurlu gecelerini bir zevk kasırgasına çevirdi.

Polatlı’da Gündüz Huzur, Gece Ece’nin Amıyla Sikim Tutuşuyor

Gündüzleri Polatlı bir doğa şöleni sunar. Tarlalarda traktörlerin homurtusu yankılanır, köylüler alın teriyle buğday toplar, çocuklar sokaklarda eski usul oyunlarla vakit geçirir. Müstakil evlerin avlularında çiçekler açar, bahçe çitlerinde sarmaşıklar tırmanır, uzak tepelerde koyun sürüleri otlarken çan sesleri havayı doldurur. Rüzgâr buğday başaklarını usulca okşar, güneş her şeyi altın bir battaniyeyle örter, doğanın kokusu her nefeste ciğerlere dolar. Her köşede bir huzur, her adımda bir sakinlik hissedilir; Polatlı, şehirden kaçanların sığınağı gibidir. Ama güneş ufka değdiğinde, Polatlı’nın ruhu başkalaşır. Sokaklar boşalır, gökyüzü yıldızlarla kaplanır, rüzgâr tarlaların arasında daha keskin bir şarkı söyler. Ece işte bu dönüşümün tam ortasında belirir. “Polatlı benim tutku tarlam,” der, sesi geceyi yırtan bir fısıltı gibi. Sikimi avuçlarına alır, Polatlı’nın huzurunu bir zevk yangınına çevirir. Onunla geçirdiğim her saniye, gündüzün pastoral manzarasını silip attı. Sikim onun ellerinde alev topuna döndü, nabzım tarlaların sakinliğini unutup onun teninde çıldırdı, gözlerim buğdayları değil, onun ateşli bakışlarını aradı.

Ece’nin Amı Sikimi Yalıyorken Götü Zevkten Çıldırıyor

Ece, yirmilerinin sonunda, siyah saçları omuzlarından vahşi bir nehir gibi süzülen, kahverengi gözleriyle seni esir alan bir Polatlı afeti. Evi olan escort olarak, doğanın kurallarını tanımaz, tutku ve özgürlüğü teninde harmanlar. Dolgun dudakları öpücük için yalvarır, kıvrımlı vücudu Polatlı’nın geniş tarlalarına meydan okur, bronz teni ay ışığında bir heykel gibi parlar. “Polatlı benim zevk sahnem,” der, sesi bal kadar tatlı, rüzgâr kadar asi. Sikimi görünce gözleri parlar, dudaklarında şeytani bir gülümseme belirir. Onunla geçirdiğim gece, Polatlı’nın dinginliğini bir tutku cehennemine çevirdi. Ece sikimi avladı, amıyla yaladı, götüyle zincirledi; tarlaların arasında yetişmiş bir vahşi çiçek gibiydi. Teni saman kadar sıcak, hareketleri rüzgâr kadar hızlıydı. Amı sikimi yalarken götü zevkten çıldırdı, her nefesi beni daha derin bir ateşe çekti. Parmakları tenimde kayarken, tırnakları izler bırakarak beni kendine bağladı, her dokunuşu bir zevk patlaması gibiydi.

Tarlada Ece’nin Ağzı Sikimi Yutarken Nefesi Tenimi Kavuruyor

Her şey Polatlı’nın uçsuz bucaksız tarlalarının kıyısında, akşamın alacakaranlığı çökerken başladı. Sokak lambaları taş yolu loş bir ışıkla yıkar, buğday başakları rüzgârla dalgalanır, hava saman ve toprak kokusuyla dolar. Ece tarlanın kenarında belirdi, üzerinde ince bir elbise, teni ay ışığında parlıyordu. “Burası benim av alanım,” dedi, sikime bakıp dudaklarını yaladı. “Sikini bana ver, Polatlı’yı zevkle uyandır.” Elini göğsüme koydu, parmakları tenimde bir kıvılcım gibi dolaştı. “Gece serin, ama ben seni kavuracağım,” diye fısıldadı, sesi tarlaların sessizliğini deldi. Elbisesini yavaşça sıyırıp yere attı, bacaklarını araladı; buğday kokusu onun çiçeksi parfümüyle çarpıştı. Sikim ona koştu, nabzım göğsümde patladı. “Yavaşlık bana lanet,” dedi ve üzerime çullandı. Tarlada, toprağın üzerinde Ece sikimi ağzına aldı, dilini bir alev gibi oynattı, nefesi tenimi kavurdu. Sikim onun dudaklarında kaybolurken, gözleri beni Polatlı’nın vahşi gecesine zincirledi. Rüzgâr saçlarını savururken, dudakları sikimde bir ritim tutturdu, her hareketiyle beni çıldırttı.

Evde Ece’nin Amı Sikimi Sıkarken Götü Zevkten İnliyor

Tarladan ayrılıp Ece’nin Polatlı’daki müstakil evine vardık. Tarlalara bakan geniş bir pencere, ahşap zeminlerin sıcak kokusu, loş mum ışıklarıyla dolu bir oda… Kapının eşiğinde eski bir kilim, duvarlarda köy havasını yansıtan sade süsler vardı. Ece kapıyı çarptı, “Burası bizim tutku şatosu,” dedi ve elbisesini bir kenara savurdu. Çıplak teni ay ışığında parladı, her hareketi bir zevk dansıydı. “Sikini bana bırak, Polatlı’yı ateşe boğ,” dedi, eski bir divana yayıldı, bacaklarını sonuna kadar açtı. Sikim ona daldı, nabzım çıldırdı. “Huzur burada kül oluyor,” diye güldü, tırnakları tenimde izler bıraktı. Ece sikimi emdi, yaladı, dilini vahşi bir ritimle oynattı. Ev titredi, rüzgâr onun inlemeleriyle doldu. “Polatlı’da sınırlar benimle yanıyor,” dedi, amı sikimi sıkarken götü zevkten inledi. Odada saman ve ahşap kokusu, onun teninin ateşiyle birleşti; bu bir ev değil, tutkuyla patlayan bir arena oldu. Divanın eski yayları her hareketimizde gıcırdadı, mumların titrek ışıkları teninde dans etti.

Bahçede Ece’nin Götü Sikimi Kavururken Amı Zevkten Titriyor

Gece durmadı, Ece beni evin bahçesine çıkardı. Polatlı’nın yıldızlı gökyüzü tepemizde parlıyordu, rüzgâr bahçedeki çiçekleri savurdu, tarlalar karanlıkta bir sonsuzluk gibi uzanıyordu. Bahçede eski bir elma ağacı, çitlerin arasında sarmaşıklar ve bir tahta salıncak vardı. “Bahçe benim zevk krallığım,” dedi, çıplak bedeni rüzgârla dans etti. “Sikini bana ver, geceyi tutkuyla çıldır,” diye inledi, çimenlere uzandı, kalçalarını havaya kaldırdı. Sikim ona gömüldü, nabzım gökyüzüne fırladı. “Durmak bana haram,” dedi, götü sikimi kavururken amı zevkten titredi. Rüzgâr çığlıklarını tarlalara taşıdı, sikimle oynadı, zevki doruğa fırlattı. Bahçe Polatlı’nın vahşi doğasına dönüştü, Ece’nin her hareketi beni esir aldı. Çimenler tenine değdikçe, inlemeleri rüzgârla birleşip geceyi baştan yarattı. Elma ağacının gölgesi altında, onun ritmiyle her şey alev aldı.

Terasta Ece’nin Amı Sikimi Yutarken Götü Zevkten Kuduruyor

Bahçeden sonra Ece beni terasa çıkardı. Polatlı’nın serin gecesi tenimizi yalarken, yıldızlar göz kırpıyor, rüzgâr saçlarını uçuruyordu. Terasta eski bir demir masa ve sandalyeler, kenarda saksılarda çiçekler vardı. “Teras benim ateş sahnem,” dedi, çıplak bedeni rüzgâra meydan okudu. “Sikini bana zincirle, geceyi zevkle yak,” diye fısıldadı, korkuluğa yaslandı, bacaklarını açtı. Sikim ona daldı, nabzım patladı. “Yavaşlık bana düşman,” dedi, amı sikimi yutarken götü zevkten kudurdu. Rüzgâr inlemelerini tarlalara fırlattı, sikimle oynadı, beni çıldırttı. Teras Polatlı’nın tutku sahnesine dönüştü, Ece’nin ritmiyle her şey alev aldı. Saksılardaki çiçekler bile onun nefesiyle titrer gibiydi, gece onun kontrolündeydi.

Yatak Odasında Ece’nin Götü Sikimi Yalıyorken Amı Zevkten Çığlık Atıyor

Sabaha karşı yatak odasına çekildik. Polatlı’nın tarla manzarası camlarda titreşirken, oda ahşap bir karyola, eski bir komodin ve loş bir lamba ile doluydu. Ece yatağa serildi, “Polatlı evi olan escort gecesi burada lav olur,” dedi, bacaklarını açtı, teni bir volkan gibi yanıyordu. “Sikini bana ver, beni tutkuyla esir et.” Götü sikimi yalarken, amı zevkten çığlık attı. “Sakinlik burada ölür,” diye kahkaha attı, hareketleri çıldırdı, yatak ritmimizle sarsıldı. Karyolanın tahtaları gıcırdadı, rüzgâr camları tıklattı, Ece’nin inlemeleri odayı doldurdu. “Beni tutamazsın,” dedi, sikimle dans ederken gece bir tutku patlamasıyla bitti. Yatağın eski örtüsü altında, teni beni tamamen ele geçirdi, her anı bir zevk şöleniydi.

Ece ile Polatlı’da Vahşi Tutku

Ece ile Polatlı’da geçen gece, tarladan eve, bahçeden terasa, yatak odasına uzanan bir tutku yolculuğuydu. Sikimi avladı, amıyla yuttu, götüyle esir aldı. “Tutku benim lanetim,” dedi son olarak, rüzgâr siyah saçlarını savururken. Polatlı’nın evi olan escortu Ece, sikini amının vahşi ateşinde yakıyor. Ama dikkat: Onunla geçireceğin gece ya seni uçurur ya tamamen eritir.